Dermal

  

DERMİS-FAT GREFT

 

Dr. Levent Akçay (*) , Dr. Selim Genç (**) , Dr. Ömer Kamil Doğan (***)

               

ÖZET

 

            Amaç : İmplant uygulamak için yeterli bir soket yatağının olmadığı , kötü fonksiyonel ve kozmetik problemlerin olduğu gözlerde otojen dermis-fat greft uygulaması bu sorunların giderilmesine çare olabilir.

          Gereç ve Yöntem : Bu çalışmamızda postenükleasyon sendromlu veya önceden geçirmiş olduğu travmatik hasara bağlı olarak soket içeriğinin yeterli bulunmadığı hastalara dermis-fat greft  uygulanarak sonuçları araştırıldı. Önceden enükleasyon yapılmış 2 hasta, travma nedeniyle orbital içeriği bozuk olan 2 hasta, konjenital anoftalmik 1 hasta ve fitizis bulbisi bulunan 5 hasta olmak üzere toplam 10 hastaya dermis-fat grefti uygulandı.Epidermis çıkarılarak 20-25 mm çaplı gluteal subkütanöz yağ dokusu hazırlandı. Konjonktiva ve altındaki dokular disseke edilerek ortasına yağ greftini kabul edebilecek genişlikte soket açıldı  Kapak ve orbital fissürü yeterli olmayan hastalar önceki ameliyatlarda kantoplasti ve rotasyon flepleri yapılarak genişletilmeye çalışıldı.

           Sonuçlar : Ameliyat sonrası 1 hastada sütür granulomu (% 10) , 1 hastada greftte kısmi atrofi gözlendi (% 10). Yeterli soket içeriği bulunmayan bu 10 hastada greft oldukça iyi tolere edildi ve uygun zamanı gelenlere protez uygulandı.

            Tartışma : Bu yöntemin dezavantajı geniş cerrahi bir yöntem olmasıdır. Avantajı ise soket volümünü sağlayan diğer heterojen materyaller kadar komplikasyonlara sahip olmamasıdır. Sonuçta orbital volümü sağlayacak materyal hastanın kendisine ait bir dokudur. Orbital içeriğin yetersiz olduğu gözlerde bile eksik bulunan hacmi sağlayarak tatminkar bir sonuç vermektedir.

            Anahtar Kelimeler : Dermis-fat greft , yumuşak doku transplantasyonu .

           

SUMMARY

 

            Purpose : İn eyes who do not have enough place for a socket to apply the orbital implant, the use of autologous dermal fat transplant can be a solution to the functional and cosmetic problems.

            Material and methods : In this study, we studied the results of the dermal fat grafting which we applied to patients whose socket contents were not enough because of the previous traumatic damage of the orbita and patients with postenucleation socket syndrome We applied dermal-fat graft to 10 patients ; 2 patients who had enucleation before, 2 patients whose orbital contents were damaged because of previous orbital trauma, 1 patient with congenital anophthalmia , 5 patients with phtisis bulbi. 20-25 mm. diameter autogenous dermis with attached subcutaneous fat from the gluteal region was prepared. Conjonctiva and the underlying tissues were dissected inorder to put dermal fat graft into the central part of the orbit.

            In patients whose interpalpebral and orbital fissures are not sufficiently broad , in previous operations we tried to enlarge them using canthoplasty techniques and rotational flaps.

           

(*)     Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Göz Kliniği, Uzman Dr.

(**)   Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Göz Kliniği,Başasistan

(***) Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Göz Klinik Şefi, Prof. Dr.

Results : After the operation suture granuloma in one patient (% 10), partiel atrophy on the greft in one patients are observed (% 10). In patients whose eyes do not have enough place for a socket the grafts are tolerated well ; and their prosthesis are applied in an appropriate time.

            Discussion : This technique is a comprehensive procedure and this fact constitudes it’s disavantage .It does not cause as much complications as the other heterogenius materials, that provide socket volume, do.

            The material which provides the orbital volume is a autogenous tissue and this procedure we can obtain a satisfactory result in eyes who do not have enough orbital content.

            Key words : Dermis-fat graft , soft tissue transplantation .

 

            GİRİŞ

 

            Enükleasyon veya evisserasyon sonrası orbital implantların kullanımı protezin fonksiyonel ve kozmetik olarak başarılı uygulanmasını sağlar. Otojen dermofat greft kullanımı ise geniş kullanım alanı bulan alloplastik orbital implantlara iyi bir alternatiftir. Dermofat greftin kullanımı bu şekilde primer bir implant olabildiği gibi sekonder olarak enoftalmus, kontrakte soket, post enükleasyon soket sendromu veya atılıma uğrayan orbital implantların yerine soket volümünü korumak içinde kullanılabilir.

 

            GEREÇ VE YÖNTEM

           

            Kasım 1998- Haziran 1999 tarihleri arasında Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Göz Kliniğinde yaşları 19 ile 45 arasında değişen (ortalama 32) , 1’i kadın 9’u erkek 10 hastaya dermis-fat greft uygulanmıştır.

            Olgulardan kadın olan hastaya 10 yıl evvel başka bir klinikte enükleasyon uygulanmıştı.Soket içeriği yeterli olmadığından dolayı büyük bir protez kullanıyordu. Protezi bu nedenle sık sık gözden düşmekteydi (hasta 1).

            Diğer hasta sağ gözünden 10 yıl önce trafik kazası geçirmiş, orbita içeriği olmayan orbita üst ve alt lateral kemik yapıları çıkarılmış, oldukça derin bir orbita boşluğu bulunan bir hasta idi. Hastanın alt ve üst kapakları orbita içeriğine yapışmış ve forniksleri bulunmuyordu (hasta 2).

            Gene bir hastaya travma sonucu başka bir hekim tarafından enükleasyon uygulanmış, Allen implantı konmuş, atılıma uğraması sonucu 8 mm PMMA bir sferle yer değiştirilmişti. Buna rağmen bu sferde atılıma uğramıştı ve hasta implant konulamayacağının belirtildiğini ifade ediyordu (hasta 3). 

            Bir hasta ise yakın bir tarihte ateşli silah ile yaralanmış, üst kapak ve orbita içeriği oldukça kötü görünümde olup enükleasyon ile Allen implantı  uygulanmış idi. 2. haftada sfer atılıma uğramış ve çıkarılmıştı (hasta 4)

            Diğer hastanın ise sol gözü konjenital anoftalmik idi.Yaklaşık 1,5 cm boyunda çizgi şeklinde kapak aralığı vardı ve orbita içeriği olarak bulbus saptanmayıp alt ve üst kapak ratraktörleride atrofik idi (hasta 5).

            Geriye kalan 5 olguda ise tanı fitizis bulbi idi. Orbita içerikleri oldukça azalmış ve sefalometrik olarak orbita sığ idi.Fitizik olan bu gözlere B-mod ultrasonografi uygulanarak göziçi tümör açısından araştırıldı.

            Tüm olgularda genel anestezi ile önce cerrahi yapılacak göz tarafındaki gluteal bölge hazırlandı.Önden spina iliaca anterior superiorden arkada tuber ischiadicuma doğru çizilen düz çizgi üzerinde çizginin tam ortasından medyale doğru 5 cm uzaklıkta 2,5 cm çapında bir daire işaretlendi. 11 numara bistüri ile derinliğince koni oluşturmadan silindir şeklinde greft hazırlandı.Greft alınan bölge cilt altı ve cilt süturleriyle direkt olarak kapatıldı. Hasta çevrilerek göz ve çevresi temizlendi.Orbita içeriği az ve kontrakte olan gözler horizontal olarak konjonktiva makasıyla açıldı. Gidilebilecek en derin seviyeye kadar disseke edildi. Bu sırada oluşan hemorajiler koyulacak greftin nekroz olasılığını arttırmamak için koterize edilmedi. Alınan greft üzerindeki epidermis bistüri ile sıyrıldı. Dermis üste gelecek şekilde greft alıcı yatağa yerleştirildi.Yatak tenon yapısı üst ve alttan üçer adet 6/0 polyglactin sütur ile askıya alınarak greft yerleştirildikten sonra grefte tespit edildi. Greft çevre dokuya tek tek süture edildi. Forniksleri yapışık olan hastalar da forniksler disseksiyonla oluşturuldu. Uygun konforme sonrası frost sütür ile gözler kapatıldı. Kapak aralığı yeterli olmayan travmatik ve anoftalmik hastaların ise bu cerrahiden iki hafta önce rotasyon flebi ve kantotomi ile kapak aralıkları genişletilmişti.

            Ameliyat sonrası oral antibiyotık ve antienflamatuvar tedavi ile topikal antibiyotik ve steroidli damlalar iki hafta süresince kullanıldı.

            Hastalar ameliyat sonrası muhtemel komplikasyonlar yönünden takip edildi.

 

            BULGULAR

 

            Olgular 1-7 ay boyunca izlenmiştir. Bu süre boyunca travma nedeniyle orbita içeriği ve kemik duvar yapısı bozuk olan bir hastaya (hasta 2) iki defa daha forniks oluşturmak için cerrahi uygulanmıştır. İlkinde dermis-fat greft uygulamasından iki ay sonra alt ve üst fornikslerin konformeye rağmen yapışık olduğu gözlenmiş ve disseksiyon ile forniksler oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu hastaya greft uygularken orbita yüzeyinde pürüzsüz bir yüzey oluşturmak için greftin cildi çıkarılmamıştı.Fakat bu süre sonunda bu cildin greft merkezinde kontrakte olarak nekroza uğradığı ve hastaya kötü bir görünüm kazandırdığı görülerek eksize edildi. İkinci cerrahiden bir ay sonra fornikslerin biraz daha iyi durumda olduğu fakat üst kapağın kısa olmasından dolayı protezin ekzoftalmik görüneceği hesap edilerek üst kapağa uzatma ameliyatı yapıldı. Üst kapak retraktörlerine 12 mm uzunluğunda polytetrafluoroethylene ( PTFE ) eklenerek uzatma gerçekleştirildi.

            Diğer dokuz hastanın sadece birinde sütur granulomu üçüncü ayda gözlenerek granulom eksize edildi ( % 10).

            Hastaların sadece birinde (hasta 2) 6. ay civarında, uygulanmış olan greftin bir miktar atrofiye olduğu gözlendi ( % 10).

            Hastalarda  izlem süresince greft üzerinde kıllanma,santral ülserasyon, ekzoftalmus gibi komplikasyonlar gözlenmemiştir.

 

            TARTIŞMA

 

            Dermis-fat grefti uyguladığımız bu olgularda ortak özellik orbita içeriğinin çok sığ olması ve hidroksiapatit , polietilen gibi implantların başarılı uygulanabilme ihtimalinin neredeyse kalmamış bulunmasıdır.

            Bunun yanında primer olarak enükleasyon veya evisserasyon düşünülen hastalarda alloplastik implantlar yerine dermis-fat grefti kullanabilme şansıda vardır (1-3). Yada bu yöntem kontrakte soket (4,5 ), postenükleasyon soket sendromu (2,3,6), anoftalmi (7,8) hatta ekzanterasyonda bile kullanılabilir (9). Primer veya sekonder kullanımdaki en büyük avantajı hastanın kendisine ait bir doku olması ve atılım ihtimalinin çok zayıf bulunmasıdır. Dezavantajı ise geniş cerrahi bir yöntem olup hastalarda atrofi veya santral nekroz gibi bulguların bir süre sonra görülebilmesidir.Nekrozun sebebleri alıcı yatakla greft arasındaki damarlanmanın yetersiz olması veya 22 mm’den daha büyük greft uygulamalarında hacmin damarlanmanın yetersizliğine sebeb olmasıdır.Bu nedenle uygulamalarımızda grefti 20-25 mm çaplı ve aynı derinlikte aldıktan sonra sütüre etmeden önce taban ve ekvatorundan greft içersine boşluklar açılması için demir bir şişle trepanasyon yapıyoruz. Ayrıca damarlanmayı engellememek içinde alıcı yatağa koterizasyon uygulamıyoruz. Hemorajileri baskı uygulayarak durduruyoruz.

            Greft ön yüzünde sıkça görülen kıllanma ve konjonktival kist veya granulomları engellemek içinde grefti alırken epidermisi altındaki dermisten ayırarak çıkarıyoruz.

            Yaklaşık 3 aylık konforme uygulamasından sonra biyomikroskop altında ön yüzeyi gözleyerek proteze bir engel olup olmadığına bakıyoruz. Sonuçta protezi bu uygulamalardan sonra okulariste yaptırıyoruz.

 

            KAYNAKLAR

 

            1-Hintschich, C. R., Beyer, Machule C. K.: Dermal fatty tissue transplant as primary and secondary orbital implant. Ophthalmologe., 93 (5): 617-22, 1996.

            2-Hintschich, C. R., Beyer, Machule C. K.: Dermal fat transplant as autologous orbital implant . Klin. Monatsbl Augenheilka., 208 (3): 135-41, 1996.

            3-Sihota, R., Sujatha, Y., Betharia, S. M.: The fat pad in dermis fat grafts. Ophthalmology., 101 (2): 231-4, 1994.

            4-Molgat, Y. M., Hurwitz, J. J., Webb, M. C.: Buccal mucous membrane-fat graft in the management of the contracted socket. Oph. Plast. Reconstr. Surg., 9 (4): 267-72, 1993.

            5-Guyuron, B.: The rol of flaps in the management of contracted eye sockets. Adv. Opht. Plast. Reconstr. Surg., ) 9: 143-57, 1992.

            6- Leone, C. R., Jr : Correction of superior sulcus defects after enucleation. Adv. Opht. Plast. Reconstr. Surg., 8: 209-13, 1990.

            7- Hunter, P. D., Baker, S. S.: The treatment of enophthalmos by orbital injection of fat actograft. Arch. Otolaryngol. Head. Neck Surg., 120 (8) : 835-9, 1994.

            8- Migliori, M. E., Putterman, A. M.: The domed dermis-fat graft orbital implant. Ophtal. Plast. Reconstr. Surg., 7(1) : 23-30, 1991.

            9- Akarsu, C., Ünal, M., Hasanreisoğlu, B.: Evisserasyon cerrahisinde yeni teknikler. Türk Oftalmoloji Gazetesi., 27: 413-17,1997.